İK Analitiği ve Büyük Veri
Geçmiş yıllarda insan kaynaklarına ilişkin veriler; temelde özlük bilgileri, izin ve rapor takibi, devamsızlık takibi, ücretlendirme, yan hak takibi ile performans değerleme raporları ile sınırlı toplanabilmekte ve bu veriler ve bilgiler arasında da çoğu firmada bir entegrasyon söz konusu olmamaktaydı. Günümüzde insan kaynakları fonksiyon ve uygulamaları yukarıda sıralanan veri ve bilgilerden çok daha fazlasına ihtiyaç duymaktadır. Birçok alanda ve sektörde “oyunun kuralını değiştirme” potansiyeli bulunan “büyük verinin” firmaların insan kaynakları ile ilgili stratejik amaçlarının gerçekleşmesinde; İK fonksiyon ve uygulamalarının verimliliğini ve etkenliğini artırmada nasıl bir rolü olabileceği sorusunun akıllara gelmesi çok da şaşırtıcı değildir.
Dahası geleneksel insan kaynakları uygulamaları; çalışanlara ait verileri sadece “istihdam edebilme” süresince toplayıp “kısmen” ve “ihtiyaç özelinde” bilgiye dönüştürebilirken; “büyük verinin” insan kaynakları analitiğinde kullanımı çok daha büyük bir kapsam ve potansiyel değer yaratımı vaat etmektedir. Büyük verinin, İK Analitiği süreçlerinde kullanımı; potansiyel çalışanın sektör, firma, meslek ve pozisyon tercihlerinin izlenmesinden tutun da gelecek on yıllardaki istihdam profilinin ön görülmesine, çalışan bağlılığı gibi ölçülmesi görece zor olan değişkenlerden tutun da performans değerleme süreçlerine, hatta işten ayrılan çalışanların tercih ve yönelimlerinin izlenebilmesi ölçüsünde “geride kalan” mevcut çalışanlarının olası işten ayrılma niyetlerinin proaktif bir şekilde yönetilmesine kadar çok daha geniş bir kapsamı içine alan; -daha da önemlisi tüm İK süreç ve uygulamalarıyla entegre çalışan- bir İK Bilgi Yönetim Sisteminin oluşmasına imkan tanıyacak hale gelmiş bulunmaktadır.